Balık ve Kedi

Beynim ciddi manada yandı. Film boyunca hep bir şeyler olacak diye diken üstündeydim ve gerim gerim geriliyordum ama filmin sonunda geriye dönüp baktığımda hem çok şey olduğunu hem de hiçbir şey olmadığını gördüm. Anladığım üç şey var sadece:
1- Film bir zaman dilimini farklı olaylar ve insanlar açısından yorumluyor, yani film boyunca bir zaman zincirinin halkalarını tek tek izledik. Bu yüzden sürekli tekrar eden sahneler vardı.
2- Parviz ile konuşan hamile kadın onun eski sevgilisiydi. Aralarında hep durgun ve mahzun bir sohbet geçmesine rağmen sona doğru tartışmaya başlıyorlar ve kadın diyor ki "Zaten o zaman da seni hiç anlayamazdım.". Parviz'in verdiği yanıt "Anlamazdın çünkü o zaman bile Fransız'ı dinliyordun." olunca ,ve kadının kocasının adı da Jean'dı, olayı çözdüm. Üç yıl önce sevgililerken anlaşmazlık yaşayıp ayrılıyorlar ama bunda kızın bulunduğu topluma karşı bir kompleksi olması ve bu sebeple batı hayranlığı yaşamasının da ilişkiyi çatırdatan bir etken olduğunu düşünüyorum. Sonrasında bulunduğu topraklardan uzaklaşabilmek ve hayalinde olan yurt dışına gidebilmek için meteliksiz bir Fransızla evleniyor. Parviz ona çocuğunu neden Fransa'da değil de İran'da doğurmak istediğini soruyor. "Birçok insan çocuğunu yurt dışında doğurmak istemesine rağmen sen neden buraya geldin? Bu çok garip." diyor. Kadın da "Evet, ben hep farklıydım zaten." diyor ama bu memnun olduğu bir şey değil ve aslında seçtiği hayattan pişman. Kastettiği farklılık da bu aslında. Ülkeden kaçmak istiyordu ama şimdi çocuğuyla beraber tekrar buraya geldi çünkü aslında özendiği hayatın gerçek yüzünü gördü ve gelme sebebi de geride bıraktıklarına duyduğu özlem. Parviz de özlem duyduğu şeylerden biriydi, gelmesi umudunun bir parçasıydı.
3- Filmin başından beri ellerinde bir benzin bidonu ve çürümüş et dolu poşetle yürüyen iki adamın hakkında konuştukları Hamit'i filmin son sahnelerinde lokantadaki işi bitip dışarı çıkarken görüyoruz ilk kez. İki adam onun hakkında konuşurken adamın yeğeninin onun için Walkman kaseti doldurduğunu söylediğinden ama aslında yeğeninin çoktan ölmüş olduğundan bahsediyorlar. Hamit lokantadan çıkıp da yalnız bir kızı müzik dinlerken gördüğünde yanına gidip onunla sohbet ederken filmin başında kamptaki gençlerin kaybolduğundan bahsettiği Maral adlı kız olduğunu öğreniyoruz. Bu kız da kendisinden önce kampta kaybolmuş bir kızın hikayesi duyduğunu anlatıyordu Hamit'e. Hamit filmin sonunda onu öldürüyor ve diğer adamlara verdiği müzikçaların sahibi de Maral'ın kaybolduğunu söylediği önceki kız. Hamit onu da öldüren kişi. Her seferinde müzikçaları olan kızları öldürüyor ve yeğen hikayesini uyduruyor. Hamit kamptaki en tehlikeli kişiydi ve belki de lokantaya insan etlerini getiren kişi de oydu.

Shahrooz'un Meryem'in büyük annesi ve onun kızkardeşi ile ilgili anlattığı hikayenin sonunun olmaması çok garipti. Tıpkı filmin kendisi gibi...