Midnight Express 1978 Film
Amerikalı genç bir turist olan William Hayes, kız arkadaşı Susan ile Türkiye’de tatil yapmaktadır. Hayes, tatilden sonra arkadaşlarına satıp para kazanmak için ülkesine dönerken yanına iki kilo gelincik almaya çalışır. Vücuduna canlı bomba gibi yerleştirdiği küçük torbalarca uyuşturucu, polis tarafından uçağa binmek üzereyken güvenlik görevlileri tarafından yapılan sürpriz aramanın ardından bulundu ve İstanbul Sağmalcılar Cezaevi’ndeki tutukluluk süresi başladı. Film ve kitap arasındaki farklar • Aslında filmde William Hayes kız arkadaşıyla Türkiye’de yalnızdır. • İşkence sahneleri tamamen sonradan eklenmiştir. William Hayes, Türk gardiyanlar tarafından işkence gördüğünden veya cinsel istismara uğradığından hiç bahsetmedi. Ancak filmde olduğu gibi kendi özgür iradesiyle eşcinsel bir ilişki yaşadığını belirtmiştir. • Kitapta; William Hayes, hapishane arkadaşının dilini ısırmaz. • Kitabın ve filmin sonları da farklıdır: Kitapta Hayes, İmralı adasındaki başka bir hapishaneye nakledilir ve deniz yoluyla kaçar; Filmde Hayes, yanlışlıkla öldürdüğü güvenlik şefinin üniformasına güvenlik görevlisi kılığına girerek hapishaneden kaçar. Film öncelikle Türkiye’de geçmesine rağmen, İstanbul Valiliği’nin filme ev sahipliği yapmayı reddetmesi üzerine filmin tamamı Malta’da çekildi. Oyuncuların çoğu Maltalı olsa da; Filmde ayrıca İtalyan, Amerikalı, Yunan ve Ermeni oyuncular da yer alıyor. Türkiye’nin gösterimi öncesi protesto ettiği Geceyarısı Ekspresi, 52. Akademi Ödülleri’nde aday gösterildiği 6 kategorinin 2’sinde 2 Oscar kazandı (En İyi Orijinal Müzik: Giorgio Moroder ve En İyi Uyarlama Senaryo: Oliver Stone) [3] 18 Mayıs’ta 1978’de Geceyarısı Ekspresi filmi Cannes Film Festivali kapsamında farklı ülkelerden gazetecilerin katılımıyla izleyiciye gösterildi. 43 gün sonra ABD ve Türkiye esir değişimi konusunda müzakerelere girdi. Kitaptan uyarlanan filmin senaristi Oliver Stone, Aralık 2004’te Türkiye’ye yaptığı ziyarette, çekimler sırasında yazdıklarını fazla dramatize ettiğini itiraf etti ve özür diledi. William Hayes, son olarak Amerikan basınına yaptığı açıklamalarda, Türkiye ile ilgili düşüncelerinin ve anılarının filmdeki gibi tamamen olumsuz olmadığını, filmdeki çarpık Türkiye imajından dolayı suçluluk duyduğunu belirtiyor.